Ahşap malzemeden istenen verimin alınabilmesi için uygun nem oranına kurutulmuş olması gerekir. Bu da kurutma işleminin uygun koşullarda ve doğru yapılmasıyla ilgilidir. Su; ağacın hücre boşluklarında serbest durumda, hücre duvarlarında da öz içine nüfuz etmiş olarak bulunmaktadır. Kurudukça, öncelikle serbest su kaybedilir. Yaklaşık olarak %30 nem içeriğinin biraz daha altına kadar lifler doymuş ve şişmiş olarak kalır. Daha sonra kuruma, kademe kademe gelişen çekme olayına neden olur.
Ahşap kururken kesitine göre şekil değiştirir.
Kurutma Yöntemleri
Kurutma işlemi açık havada veya fırında gerçekleştirilebilir. Ancak doğal kurutma (havada kurutma) uzun sürede yapılabilen ve koşulları zor bir işlemdir. Özellikle %20’nin altındaki nem içeriklerine ulaşmak için fırında kurutma gerekmektedir. Fırında kurutma işlemi için kullanılan çeşitli yöntemler vardır, ancak işlemin esası tüm yöntemlerde ortaktır ve kurumanın uygun nem oranında kalacak şekilde kontrol edilmesi gerekir. Bu durum, yapay işlemlerde olduğu kadar doğal kurutma için de geçerlidir. Fırında kurutmanın önemli bir ek avantajı ahşapta bulunan reçinenin dışarı atılmasını sağlamasıdır. Bu da boyamada karşılaşılan reçine kusması problemini azaltır. Ahşabın kurutulmasını hemen gerçekleştiren bir yöntem bulunmamaktadır. Uygun işlem için biraz zaman tanınmalıdır, bu zaman genelde haftalarla ölçülür.
Kurutulmuş Kerestenin Bakımı
Son kullanımına uygun nem oranında kurutulmuş kereste, nem değişimleri minimumda kalacak şekilde depolanmalıdır. Yeterli miktarda kapalı ve kuru bir zeminde yığınlanan kereste, nem içeriğinde çok büyük bir değişiklik olmaksızın bir veya iki hafta depolanabilir. Ancak, ağacın cinsine göre aldığı nem değişir.
Döşeme, doğrama, mobilya ve daha düşük nem içeriği olan ahşabın, mümkün olduğu kadar, inşaat kuruduktan sonra yerleştirilmesi gerekmektedir.
Yoğuşma
Ahşap üzerinde yoğuşma, ender rastlanan bir durumdur. Ahşabın yalıtım özelliği, yoğuşma problemini ortadan kaldırır, ancak tasarımla ilgili eksiklikler dolayısıyla problemlerle karşılaşılabilir. Ahşabın diğer malzemelerle yan yana kullanılması sonucu ortaya çıkacak problemler ahşabı da etkileyebilir. Örneğin çatı yüzeylerinin altında veya ahşap ile temas halinde olan metal elemanlarda yoğuşma meydana gelebilir, her iki durumda da, ahşabın ıslanmasına ve rutubetinin yükselmesine neden olabilir.
Çoğu ağaç türü ve ahşap paneller, kısa süreli veya kesikli nemlenmeye, herhangi bir yapısal zarar görmeksizin dayanabilirler, ancak muhtemelen görünümleri değişir. Bu konuda istisnalar vardır. Neme dayanıklı olarak üretilmeyen paneller, geri dönüşü mümkün olmayan şekilde şişer ve mukavemetlerini büyük oranda kaybederler. Neme dayanıklı paneller de şişerler ve belirli ölçüde mukavemetlerini kaybederler, fakat kuruduktan sonra eski hallerine geri dönerler. Ahşap ıslandıktan sonra, çabuk kurumazsa çürür. Doğal dayanıklılığı yüksek ağaç türlerinin seçilmesi ya da ön koruma, çürüme sorununu çözer. Ancak hiçbir önlemin doğru tasarım ve uygulamanın alternatifi olmadığı unutulmamalıdır.
Kurutma ile ilgili ilginç bir hikaye…
Chesterfield Kilisesi 1234 -1360 yılları arasında inşa edilmiş. Kulenin çatısı 32 ton ağırlığında kurşun kaplama taşıyor. Bu kulenin burkulması ile ilgili birbirinden ilginç hikayeler var.
Bunlardan bir tanesi şöyle: Ünlü bir sihirbaz köyün demircisine şeytana ayakkabı giydirmesini söylüyor ama demirci ustası korku ve şaşkınlıkla şeytanın ayağına bir çivi çakıyor. Bu işe çok sinirlenen şeytan, hırsla kuleyi tutup döndürüyor. Kule hala hareket ediyor. Hikayenin doğrusu ise büyük bir olasılıkla inşaat sırasında fazla miktarda yaş ağaç kullanılması.
Kuleyi kontrol eden mühendislerin raporunda ise; en altta bulunan ahşapların çürümüş olduğu ve strüktürü sabitleyecek çaprazların olmadığı belirtiliyor.